18 Mart 2008 Salı

HC-222 Magazin Aktüel Kültür Dergisi-Mart


Hayko Cepkin
222 ile özel röportaj
Eskişehire ait ücretsiz dağıtılan bir dergiile ilgili röportaj

Hayko Cepkin'le söyleşi randevusu alınca düşündüm. Acaba korkuyu mu konuşsam yoksa yaptığı müziğimi, yoksa kendisini mi? İkisine dair merak ettiğim soruları hazırladım. Ama konuşmaya başlayınca gördümki Hayko Cepkin ile inanılmaz bir şekilde sarıp sarmalıyor, bizleri yani anlayacağınız Hayko Cepkin inanılmaz sıcak ve harika bir kişilik işte sizlere bir Hayko Cepkin röportajı.
Eskişehir'e hoş geldiniz. Burada oldukça fazla hayranınız var. Eskişehir'de olmak nasıl bir duygu?
Biz Eskişehir'e daha öncede geldik. Şunu söylemeliyim Eskişehir bizim her turnemizde özellikle uğradığımız ve çok keyif alarak sahne aldığımız bir yer. Gösterilen ilgi bizi çok mutlu ediyor. Bundan sonrada Eskişehir konserlerimiz devam edecek.
Gerek sahne showlarınızda, gerek müziğinizde "korku" teması hakim. Korku hakkında ne düşünüyorsunuz? Korkunun faydası nedir?
Korku insanın yaşayabileceği en farklı duygulardan biridir. Neden diye sorarsan seni ayakta tutat, zinde tutar. Bütün sinir uçların açık olur. Korktuğun zaman her şeyi hissetmek için pür dikkat kesilirsin. O anın anlamını anlarsın. Onun için korku en önemli duygulardan bir tanesidir. Ama dünya gözüyle baktığın zaman, ticari olarak baktığın zaman, korku tercih edilen bir şey değildir. Kimse korkmak istemez yani. Ama yolun başında, ilk toplantımızda ben menajerime bütün ekibe söyledim. Temamız "korku"dur. Çok riskli bir yol ama bunu iyi anlatabilirsek başarabiliriz. Bende anlatabileceğime inandığım için girdik bu yola. Sonunda ki bilgisayar efektlerin biraz aceleye gelip şişmesi...Kurgunun, ki en önemli şey kurgudur, iyi olmaması... İşte böyle cümleler kurmak durumunda kalıyorsunuz...
Korku teması dışında bir rolde de oynamayı düşünür müsünüz? Kötü karakter dışında bir rolde?
Tabii ki isterim. Mesela böyle saçlarını yana yatırıp, gözlük takıp saçma sapan bir karakter oynamayıda isterim. Ama yine böyle konusu itibariyle enteresan bir şey olması lazım.
Yani sinemayla da ilgileniyosunuz?
Zaten sinema'da başından beri güzüm var. O çocukluğumdan beri Tiyatrocu olmak istememden kaynaklanıyor zaten. Tiyatro yapamadım ama kendimi sahnede teatral olarak müzikle ifade ediyorum. Bu da zaten görüldüğü için sinema ve tiyatro oyunları için teklifler gelmeye başladı. Ama benim bazı korkularım var. İstiyorum ki ilginç ve ilk defa yapılan işler olsun.
Araf adındaki korku filminde müzikleri yaptınız.
Evet. Mesela "Çocuk" da, korku filmi müziğide Türkiyede ilk defa yapılmaya çalışılan işler. Çok büyük başarılar elde ermiş işler olmayabilir fakat bu tarz denemelerin meyvelerini gelecekte vereceğini düşünüyorum.
Şunu söylemeliyim ki filmdeki rolünüz çocukları gerçekten korkutuyor.
İyimiş o zaman.(gülüşmeler) Aslında çocuk tam olarak çocuk filmi değil. Büyüklerede hitap eden çocuk filmi vardır ya. Aslında biz öyle bir şey yapmaya çalıştık.
Beğendiğiniz oyuncular kimler?
Sean Peen, Jack Nicholson...Ve Brandon Lee(Crow) hastasıyız. Yönetmenlerden de David Lynch ve Tim Burton'u söyleyebilirim.
Hangi müzik türlerini dinlersiniz?
Birçok şeyi dinliyorum. Yani müzikal bir sıkıntım yok. Ekipte herkes farklı müzikler dinliyor ve birbirini etkiliyor. Sadece black metal değil. Klasik müzikten goa trace'a uzanan çok geniş bir skalada dünya müziklerini takip etmeye çalışıyoruz.
Korkunun insanların dikkatini arttırdığından bahsettiniz. Konserlerinizdeki ve müziğinizdeki bu korku temasının, dinleyicinin dikkatini müziğe daha fazla vermesine sebep olduğunu söyleyeblir miyiz?
Kesinlikle. Bizim konserlerimiz eğlenceli geçmiyor. Ben evde müziğimi yaparken seyircinin nasıl haraket edeceğini hayal ediyorum. Aslında ben "pogo"luk bir müzik yapmıyorum. Seyirci en fazla sallanabilir, kafasıyla ritim tutabilir. Ama pogo yapanlarıda görüyorum. Sonuçta deşarj olmak için yapılan bir şey. O da güzel çünkü konserde deşarj olan biri rahatça evine gider ve mışıl mışıl uyur.
Yurtdışına açılmak, ingilizce albüm yapmak gibi planlarınız varmı?
Yurtdışı planım var ama ingilizce albüm planım yok. Fikrimiz bu yönde. Uluslararası organizatörlere göre yurtdışına açılması düşünülen öncelikli gruplardanmışız. Ama söyledikleri şey albümü yeniden ingilizce olarak derleyelim ve yurtdışına açılalım. Bizimde söylediğimiz şey, "siz bu meteryali beğenerek buraya geldiniz o zaman beğendiğiniz bu şeyi yurtdışına açmaya çalışın. Onun değiştirmeye çalışmayın"
Birilerine kendimi beğendirmek zorunda değilim. Yurtdışına açılıyorum diye de illa ingilizce albüm yapmak da zorunda değilim.
2006 Eurovizyon Finlandiya'yı temsil eden heavy metal grubu Lordi'nin birinciliği kazanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizinde böyle bir niyetiniz varmı?
Eurovizyon'a gitmemle ilgili görüşmeler yapıldı benimle. Ama benim öyle bir niyetim yok. Bizim hayallerimiz daha çok Kuzey Avrupa ve Japonya gibi ülkelerde yapılan, 150-200 bin kişinin katıldığı, gotik black metal ortamının olduğu festivallerde yer almak. Bu da paldır küldür kurgulayabileceğiniz bir olay değil. Ne yazıkki Türkiye'de bu işlerin çapı küçük olduğu, daha çok kendi yağıyla karulduğu için gereken bağlantıları oluşturmak için uzun süreler gerekiyor. Şimdi biz kuzeyde, örneğin Finlandiya'da bir organizasyona katılsak, sabahın körü bir saatte sahneye çıkacağız ama her türlü kabul ederiz. Birde oralarda bir espri varmış "Türk rock'ı-Türk rakı gibi. Gidip onlara Türk rock'ının nekadar değiştiğini de göstermek istiyoruz.
Son olarak sormak istediğim soru şu. İkinci albümünüz. İlk albümünüzde nispeten daha yumuşak bir sountla ortaya çıkmıştınız ve popülerliliğin bir ucundan tutunup çok genel bir kitlece tanındınız. İkinci albümde, yani "Tanışma Bitti" albümünde ise asıl kimliğnizle ortaya çıktınız. Bunu ne kadar önceden planlamıştınız?
İkinci albüm kazandibi olana kadar olacak olan herşeyi bundan 15 yıl önce planladım. Üçüncü albüm yeni bir başlangıç olacak. Şuan üçüncü albüm sonrası için kurguladığım hiçbir şey yok. Ama dediğim gibi ikinci albümün sonuna kadar olacak herşeyi hayal ettim ve şu anda hepsi sırasıyla gerçekleşiyor.



Esmeralda
HaykoCepkin Fan
teşekkürler

Hiç yorum yok: