
28 Ekim 2007 Pazar
Hayko Cepkin - 777

Evde tek başına
Sakin olalım beyler ve bayanlar [tempo]
Incity

27 Ekim 2007 Cumartesi
Öfke ve Sükunet İçimde Savaşıyor

Rock'ın Ermenice'si var mı?
HAYKO MANİA


Saçdaki lezzet Bu ne biçim başlık demeyin. Tamburî Cemil Bey'e bir garip gönderme. Tantuni virtüözü Mehmet Karacan'ı böyle ifade edebildim. Tantuniyi en iyi yapan anlamında. Nedeni de şu: Hayko Cepkin'le öyle pek de tantuni yenmeyecek bir saatte (öğlen 12) Emine Ana Tantunicisir17;ne oturduk, laflamaya başladık. Garson geldi, sipariş verdik. Bu arada ben Mehmet Usta'yı sordum. Garson "Gitti," dedi. "Nereye," dedim, "tatile mi?" "Mehmet Usta öldü," dedi. Başımız sağ olsun, İstanbul bir rengini daha yitirdi. Ayrıntıları atlıyorum, köşe benim değil mi, bu röportajı tantuniyi Mersin'den İstanbul'a getiren Mehmet Karacan'a adıyorum.Hayko Cepkin yaptığı müziği şöyle tanımlıyor: "Aslında albüm direkt arabeskin yandan yemişi, rock müziği de sıyırtmış ama elektronik altyapıdan da emmiş bir tür." Haddim olmayarak bu cümleyi şöyle çevirmek istiyorum: Hayko'nun vokalinde de şarkı sözlerinde de arabeskten esintiler var. Aslında bu onun albümü hazırlarken amaçladığı bir şey değil. O duygularını ifade etti, dinleyicileri bu ifadede arabesk tatlar buldu: Bu bir. Rock müziğin duygu atmosferi albümün geneline hakim. Biraz karanlık ve uçurumlu bir coğrafya; ama merak etmeyin Hayko yolu kestirebiliyor. Peşine takılırsanız torunlarınıza anlatacağınız bir maceranız olur: Bu iki. Kendisi aslen klavyeci. Elektronik altyapılı bir müzisyen, diyelim. Akustik öğeleri pek kullanmıyor; ama elektronik altyapı konusunda bir virtüöz. Yani işini iyi yapıyor: Bu da üç. Buyrun Hayko Cepkin'le sohbete...Sedat imza: Benim bu köşenin ana fikri alelade yerlerin de gayet haber konusu olabileceği... Ne diyorsun buna dair?Hayko Cepkin: Gayet doğru bir açılım. Böyle yerlerden milyonlar yemek yiyor. Ama şöyle bir handikap var: Böyle yerlerde röportaj yapınca 'Aa bak işte ünlü ama halkın içindeyim mesajı vermeye çalışıyor' denebilir. Benim için çok geçerli değil, ben Beyoğlu tayfasındanım, beni bilirler. Lüks yerlerde biraz kokoş takımı olduğu için kalabalık da olsa pek dikkat etmezler. Öyle kendi ayarınca konuşur, röportajını yaparsın. Sedat İmza: Röportaj için değil, daha çok oraları konu alan yazı ya da haberler için sormuştum...Hayko Cepkin: O da ayrı tabii...Sedat İmza: Bence çok anlamlı bir cevap oldu. Neyse, senin albümün yapılış hikayesi bence çok orijinal. Yani eve kapanmışsın, albümü kaydetmişsin, müzik şirketine götürmüşsün, akşamına kabul etmişler. Attığın taş yerini bulmuş.Hayko Cepkin: Dediğin gibi oldu ama bir altyapısı var. On yıldır bu piyasanın içindeydim. Moğollar'la, Aylin Aslım'la, Ogün Sanlısoy'la çalıştım. Evdeki kaydı albüm olarak değil demo olarak yapmıştım. EMİ demoyu verdiğimin akşamında aradı beni. Demo konusunda müzik şirketlerinin standartları yükseldi artık. Çünkü evde akustik gitarla demo hazırlayanlar bile artık parçalarını tümüyle hazırlamış olarak veriyorlar şirketlere. Bana çok orijinal demolar geliyor mesela, aşağıdan çok güçlü bir hareket var, yeni nesil gümbür gümbür geliyor.Sedat İmza: Senin albümün hikayesi zaten başlı başına ibretlik, biraz anlatsana...Hayko Cepkin: Aylin Aslım'la turne dönemleriydi, konserden sonra evde düzeneği kurup kendi kayıtlarımı yapıyordum, gayet amatörce. Beş senelik mevzu o kayıtlar; hatta mesele oldu: Albümde başka, konserde başka sound var diye. Çünkü albümde daha alttan, fazla patlamayan bir sound var, konserlerde gümbür gümbür... Niye böyle dediler, çok basit bir mesele: Aslında evde kayıt yaptığım için komşuları düşünerek çıldıramadım haliyle!Sedat İmza: Nasıl tepkiler aldın, istediğin yere ulaştı mı albüm?Hayko Cepkin: Albüm çıkalı bir yıl oldu. İlk kliple birlikte şöyle bir durum ortaya çıkmıştı: Bakıyorlar klipte kendini yırtan bir adam var. Şarkıya bakıyorlar gayet uslu. Çünkü evde değil stüdyoda kaydetsem çok farklı olacak. Konserlerde gördüler ki albümdeki soundun beş katı sert bir vokal ve sound var. Bu anlamda yeni oturuyor.ARAP ANADOLU KARIŞIMITantuni Mersin'le özdeşleşmiş. Oraya da Urfa üzerinden Ortadoğu'dan gelme: Arap Anadolu karışımı bir lezzet diyelim. Orijinali kuzu ciğeri ve iç yağıyla yapılıyor: Odun közü hararetinde ters çevrilmiş sacın üzerinde... İstanbul versiyonu süt danası ve ayçiçek yağında suyla yumuşatılıyor. Afiyet olsun.Hit şarkım yok hiç de olmayacakSedat İmza: Müzik piyasasında güya dinleyicinin isteklerine göre yapılmış albümler var; bir de seninki gibi müzisyenin kendini ifade ettiği albümler...Hayko Cepkin: Benim albümde hit parça olmadığı söylendi. Hit parçaların matematiği var, temel notalar 'la sol fa mi' şeklinde. Merdiven akor deniyor buna, yerse. Ben bunu uygulamıyorum, derdim farklı çünkü. Sedat imza: Başka nasıl işlerin altında imzanı göreceğiz?Hayko Cepkin: Murathan Mungan'ın 'Söz Vermiş Şarkılar'ında düzenlemelerim var. Müslüm Gürses'in son albümünde hakeza. Onno Tunç anısına bir albüm yapıyor kardeşi Arto Tunçboyacıyan. Oraya katkılarım oldu. 'Araf' diye bir gerilim filmine müzik yapıyorum, kasımda vizyonda. Yeni albümün adı 'Tanışma Bitti' olacak büyük ihtimalle. 8 Temmuz'da Parkorman'da konserim var. 16 Temmuz'da Edremit'teyim.BİR KİŞİ EKSİKTİKTantuniyi, İstanbul'da en iyi yapan yerlerden birinde yedik. Ama Mehmet Usta'sız... Adres: Emine Ana Tantunicisi -Beyoğlu

Yeni albümünün piyasaya çıkması için gün sayan Hayko Cepkin, bu haftadan itibaren MTV Europe’da, Alternative Nation programında tüm Avrupa’ya adını duyuracak। İlk albümün üzerinden iki yıl geçtiğini ve artık kendini tamamen ifade edebileceğini söyleyen Hayko "Tanışma Bitti" diyor.Bilmeyenler için hemen anlatmak gerek -ki okuyucularımız arasında sanmıyorum ki Hayko Cepkin'i bir kere dinlemeyen bir insan olsun- hikaye dünyanın gaz ve toz bulutu olduğu zamanlarda başlıyor. Her ailenin evladına yaptığı ilk numara olarak oğullarına bir org alıveriyorlar. Hem de Casio GT647 hit klavye. Dededen akordeon çalma tekniklerini de kapıp, tuşlu çalgı kullanmaya yatkın olduğunu görüyor. Ondan sonra kilise korosunda hammend ile tanışıyor Hayko. Sesi kendisini daha da etkiliyor. Eğitimini almaya karar veriyor, operaya giriyor, iki sene ancak devam edebiliyor.Sonrasında ise Timur Selçuk, Akademi İstanbul Piyano dersleri derken kendisine küçük bir kayıt ortamı kuruyor, sırf öğrenmediği bir şey kalmasın diye. İlk albümü "Sakin Olmam Lazım"ı evinde sessiz sedasız kaydediyor. Sessiz sedasız diyorum, evindeki küçük odanın altında üstünde oturan insanlar brutal vokalleri kaldıramaz diye tın tın söylüyor şarkılarını. Bakıyorsunuz ki konserleri paldır küldür, öfkesi damarlarınıza işleyiveriyor.Şimdilerde ise iki heyecan birden var bünyesinde. İlki 2 yıl aradan sonra çıkaracağı ikinci albümü "Tanışma Bitti", diğeri ise MTV Europe'da yayınlanan Alternative Nation programında tüm Avrupa'nın kendisini tanıyacak olması.-Ünlü isimlerin albümlerinde ve konserlerinde adınız var. Ayrıca "Alt Geçit" isimli grubunuzla katıldığınız Roxy Müzik Günleri macerası...Demir Demirkan ve Aylin Aslım'ın albüm projelerinde ve sonrasında sahne performanslarında onlarla birlikte çaldığım doğrudur. "Alt Geçit" beste grubuydu. Davulcumuz Burak Gürpınar'dı, daha Kurban albüm aşamasıydı, bir de hâlâ gitarları çalan Umut vardı grupta. Bize Upflex derlerdi; hani var ya böyle karın kası çalıştıran üçgen bir alet... 1996 yılında çok sert çalıyoruz diye kovulduk bardan. Onun dışında da hiç grupta çalmadım.- Tek başınıza yolunuza devam ediyorsunuz ve açıkça görülüyor ki kontrolün elinizde olmasından hoşlanıyorsunuz...Evet. Yapmak istediğim şeyler var. Mesela çok hayalperestim. Düşün; bir hayalim var ve içinde bir ova var. Sana ovayı anlatırım, senin kafanda başka bir ova canlanır ama hikayenin sonucu aynı ortak noktadadır. Aynısına çok yakınını düşünebilirsin belki ama aynısını algılayamazsın. Sana ne anlatırsam anlatayım, benim anlattığım gibi olmayacağı için acizlik gibi geldi. Bir prodüktöre derdini anlatmak ve istediğini alamamak, aynı şekilde eğitimsiz ve cahil olduğun için "Ya abi buraya böyle bir şey istiyorum ama adını bilmiyorum" demek acizlik! Böyle bir durumda kalmamak için kendimi eğittim. Artık bir şey istediğimde sonucu çat diye alıyorum. Kendimle kalmayı daha çok seviyorum. Benim istediğim gibi bas line'ları yazılsın, benim istediğim gibi gitar tonları çalınsın. Sonuçta benim bestelerim, benim sözlerim, benim hikayem, benim projem... Ben ne istediğimi daha iyi bilince paylaşma kısmı rahat oluyor.- Yola çıkarken kaç besteniz hazırdı?İlk albüm şarkıları dışında ikinci ve hatta üçüncü albümün materyalleri bile hazırdı elimde. İkinci albüme onlardan iki şarkı girdi. Onun dışındakiler 0 km. oldu. Kafam değişti çünkü. Kafamda bir hikaye oluşturdum ve hikayenin konusu da korku oldu. Dosyada duran hiçbir parça da buna uymuyordu. Temaya uygun çalmayı sevdiğim armoniler vardı. Diğer parçaları sildim. Mesela üçüncü albüm materyalleri yok elimde. Başka bir tema bulduğum zaman ona da yazmaya başlayacağım.- Korku, stilinize çok uygun bir seçim olmuş...Zaten müzikte neşe kültürüm yoktur. Genel olarak barok şeyler yazarım, klasik müzik dinler, Bach severim. Bu tema dikte sistemi ile birleşerek anlatmak istediklerimi daha rahat söyletme ve algılatma şansı tanıdı. "Artık uyanmalısın, çok garip bir dünya, uyan artık" demekle "uyan" demek arasında fark var. Gözlerin içine bakmak ve korku vermek daha anlaşılır geliyor. Yaptığım işe inanıyorum.- Yeni albüm "Tanışma Bitti" ile biz ne zaman tanışacağız?Yeni albüm nisan sonu ya da gecikirse Mayıs'ın 10'una kadar çıkmış olur. Aksilikler ve konserler oluyor. Bir günün kaybı demek 1-2 parçanın mix’inin gecikmesi demek. Albümün prodüktörü de benim. Bahsettiğimiz "bencillik" işte... İlk albümde eksik olan canlı davul ve adam gibi vokal sorununu artık stüdyoda aştık. İkinci albümde belki o tırnaklar daha da uzayacak ve daha derin tırmalayacağım. Belki ama sabretmem gerekiyor, "Sakin Olmam Lazım".- Rock müzik camiası dinleyicisinden sanatçısına daha bilgili ve daha ağırbaşlı değil midir, ailelere bu mu anlatılamıyor?Hep iddia ettiğim konu şu; bizim piyasamız daha popüler olup daha çok tanındığı zaman, insanlar bugüne kadar seyrettiklerinin ne kadar çamurun içerisinde dolaştığını anlayacak. Toplum saçı rengarenk, küpeli, dövmeli diye "tüü tipe bak" dediği adamların düşünceye dayalı yaşadığını anlayacak ve inandıkları her şey yıkılacak. Çünkü bizim fiks imajımız "tü kaka pis, ay tipe bak"... Ama özüne baktığınız zaman biz üreten kısımdayız. Üretmek için zaman harcamak zorundasın. Diğer tarafta bir yorumculuk kültürü var zaten. Paran varsa o besteyi satın alırsın, okursun. Bu konuda bizler daha fazla üzerine düşünüyor, araştırıyor ve üretiyoruz. Demek ki bu güne kadar bildikleri şeyler yanlış...
Hürriyet - Kelebek

Tanisma Bitti;1. Kaos intro 2. Kaos 3. Bertaraf Et 4. 777 intro 5. 777 6. Yanliz Kalsin intro 7. Yalniz Kalsin 8. SIKI Tutun intro 9. SIKI Tutun 10. Sonra Görüselim 11. Siren 12. Ölüyorum 13. Bilmezsin 14. Melekler intro 15. Melekler 16. Bonus
